2 Şubat 2012 Perşembe

Çocuk İşçi - Adana

Adana Sanayi Çarşısı - 2004


Çocuk işçiliği yıllardan beri Türkiye’nin önde gelen sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Konuyla ilgili çok istatistik var fakat kabaca ifade etmek gerekirse ülkemizin 6-17 yaş aralığındaki çocuklarının en az %6’sı çalışıyor; hem de haftada ortalama 50 saat! Çocukları yaşlarına uygun olmayan ağır işlerde çalışmaya  iten birçok neden var. Mesela toplumun bir kesiminde çocuğun erken yaşta meslek sahibi olması  arzulanabiliyor. Bir diğer önemli neden ise yoksulluk! Hane gelirine küçük ama hayati bir katkı yapmanın bedeli ise en başta eğitimden mahrum kalmaları. Çalışma koşullarının ağırlığı da cabası. Ayrıca çoğu işverenin gözünde çocuklar sonuna kadar sömürülebilecek ucuz işgücü demek.

Henüz ortaokuldayken, bir yaz tatilinde, Adana’nın Karşıyaka semtindeki bu sanayi çarşısında ben de iki ay bir demircide çalışmıştım. Şartların zorluğunu çok iyi hatırlıyorum. Yıllar sonra bu mekana fotoğraf çekmek için döndüm. Bir hafta boyunca sabah-akşam mesaisi yaptım, oradaki çalışma ortamını filme aktardım. Sanayi çarşısında başka Adana’lı fotografçılar da çok iyi belgesel fotoğraf çalışmaları yaptılar. Son dönemde Ahmet Yakar ve Sezgin Güvel’in işleri ve sergileri aklıma geliyor: http://www.fotoritim.com/yazi/ahmet-yakar-ve-sezgin-guvel--dokumhanede
Çocuk işçiler ile ilgili Türkiye'de Aclan Uraz'ın çalışması da dikkat çekici: http://www.fotoritim.com/yazi/aclan-uraz-ile-roportaj--cocuk-isciler
Dünya fotograf tarihinde ise sosyolog ve fotografçı olan Lewis Hines bu konudaki ilk fotografları çekmiştir; ve bunlar ABD'deki çocuk çalışma yasalarının değiştirilmesinde önemli rol oynamıştır:  http://en.wikipedia.org/wiki/Lewis_Hine

Meraklısı için bazı teknik detaylar:
35mm rangefinder tipi makina, 35mm sabit optik. Ilford Delta 400 film. XTOL film banyosu (1+1 sulandırılmış).

Negatifi ve fotoğrafı karşılaştıracak olursanız, sağdan, üstten ve alttan biraz kırptığımı, hatta fotoğrafı 4:3 formatına çevirdiğimi görürsünüz. Hızlı gelişen sahnelerde bazen kareyi istediğimiz gibi denk getiremeyebiliriz. Bu durumda daha iyi bir fotoğraf elde etmeye yönelik ufak çaplı kırpmalar yapabiliyorum. Kimi fotografçı prensip olarak tam negatifi basar, lakin benim öyle prensiplerim yok J Yine de mümkün olduğunca negatifin tamamını basmaya çalışırım; ne de olsa küçücük bir negatif, kırptıkça kalite kötüleşmeye başlıyor.

Filmi yeterince pozlayamadığımı düşünüyorum. Ateş haricinde, negatifin geri kalanında yoğunluk ve dolayısıyla kontrast oldukça düşük. En az bir stop fazla poz verseymişim daha iyi olabilirmiş. Buna rağmen, 4.5 numara kontrast filtresiyle tatminkar bir baskı çıkıyor. Test şeritleriyle ana poz için 13s’nin uygun olduğunu belirledim*. Bu kontrast ve poz süresiyle fiber tabanlı Ilford Multigrade warmtone karta yaptığım düz baskı:
Düz baskı
Gördüğünüz gibi düz baskıda ateşte hiç detay oluşmuyor. Buraya biraz daha fazla poz vermek, detayı kartta ortaya çıkartmak gerekiyor. Nitekim negatife bakacak olursanız ateşte aslında basılabilecek bol bol detay olduğu görülecektir. Bunun için bir kartonun (yani çöp olmuş fotoğraf kartınınJ) ortasına uygun şekilde bir delik kestim ve bunu kullanarak sadece ateşe 30s ek poz verdim (aşağıdaki baskı planında kırmızı ile çerçevelediğim alan). Bu ek poz için de kontrastı düşürdüm, 1 numara kontrast filtreye indim. Bu olanak, yani aynı fotoğrafta farklı kontrast filtreleri kullanabilmek, multigrade kartların çok büyük bir avantajı. Burada niçin 1 numara filtre kullandım? Çok önemli bir prensibi bir cümle ile ifade etmeye çalışayım: yüksek kontrast filtresi koyu tonları, düşük kontrast filtresi ise açık tonları daha çok etkiler. Ateşe yüksek kontrastta ek poz verseydim, ateşin içinde detay elde etmeye başladığım vakit hemen yanındaki koyu gri alanlar simsiyah olacaktı (maske asla mükemmel olamadığı, kenarlara da biraz ışık taştığı için). Fakat düşük kontrastta ateşin hemen kenarındaki bu koyu alanlar hemen hemen hiç etkilenmiyorlar, ateşin kendisinde ise tonlar ortaya çıkmaya başlıyor.
Baskı planı
Ayrıca fotoğrafın alt kısmının nispeten açık olduğunu, burada yoğunluğun arttırılarak odağın karenin orta kısımlarında, yani çocukta ve ateşte daha iyi toplanabileceğini düşündüm. Bunun için baskı planında görünen mavi çizginin altına 7s (yani ana pozun %50’si kadar ek poz), yeşil çizgilerin de altına 7’şer saniye daha ek poz verdim. Son olarak, çocuğu birazcık daha öne çıkartmak için sarı taralı kısmı ana poz içinde çok kaba ve hızlıca 1s maskeledim (telin ucunda blu-tac ile…6 Ocak tarihli postada daha fazla detay var).

Kart banyosu için Tetenal Eukobrom kullandım.


*Bir izleyici test şeridi nedir diye sordu. Sanırım karanlıkodayı bilmeyenler veya yeni başlayanlar için gelecek postalarda bu tip temel konulardan bahsetsem iyi olacak…



3 yorum:

  1. emeğine sağlık. çok güzel. demir ateşi sanki kimliğe bürünmüş, yukarıdan yukarıdan çoçuğa bakıyor...

    YanıtlaSil
  2. Elinize emeğinize sağlık.Bence karanlık odayla ilgili temel bilgilerin olduğu güzel bir yazı yazarsanız biz takip edenler için de çok iyi olacaktır.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler S.M.A.

    Beklentinizi biraz daha açabilir misiniz? Mesela hayatında hiç siyah beyaz baskı yapmamış birisine karanlıkodaya ilk girdiğinde basit bir baskı elde edebilmesi için ne yapması gerektiğini anlatan bir yazı gibi bir şey mi?


    YanıtlaSil