2011 Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonası’ndan bir hafta
önce, artık son idmanlardan birinin sonunda çekilmiş son karelerden biri.
Mehmet Hınç’ın aylar süren, yoğun idman ve diyetten ibaret hazırlıkları
sırasında birkaç fotoğraf seansı yapmaya karar verdik. Bu fotoğrafta artık
günlük karbonhidrat tüketimi, hadi pirinç diyelim, günde dört kaşığa düşmüş,
hatlar iyice ortaya çıkmaya başlamış.
Meraklısı için bazı teknik detaylar:
6x6 orta format SLR makina. Tripod. Ilford Delta3200 film.
Işığın az olduğunu daha önceki çekimlerden bildiğim için orta format olarak da
üretilen bu hızlı filmi tercih ettim. Hızlı diyorum gerçi ama, ISO3200 sadece
kağıt üstünde yazılı. Normalde bu filmin hızı ISO1000-1200 civarında.
ISO3200’de çekim yaparsanız gölge detayları bomboş çıkacaktır. Film banyosu
olarak 1+4 sulandırılmış Ilford DDX kullandım ve ISO3200 için önerilen süre
kadar yıkadım. Delta3200’e alternatif olarak Ilford HP5’i bir stop zorlamak da
düşünülebilir.
Burada görülen, fiber tabanlı 24x30cm Ilford MGIV warmtone
karta yaptığım baskı. 30x40cm karta da baskı yapmıştım ve fotoğraf o büyüklükte
belki de daha iyi görünüyordu. Orta format Ilford Delta3200 bu büyük baskıda
dahi son derece keskin, çok az grenli sonuçlar veriyor.
Gelelim baskı konusuna. Önce iki önemli konuyu belirtmekte
fayda var:
* Bir fotoğrafın ne tür zahmetlerle üretildiği
aslında kimsenin umurunda değil. Neticeye bakılır, fotoğraf iyi mi kötü mü? Bu
blog’da baskı için harcanmış emeği yazıyorsam bunu nedeni fotoğrafın
zihinlerdeki değerini arttırma kaygısı vs değil, sadece bu konudaki tecrübelerimi,
yöntemlerimi paylaşma isteğidir.
* İlk hedef, kontrastı ve tonları “doğru”,
müdahalesiz, düz bir baskı elde etmek olmalı. Eğer baskı bu haliyle ayakta
durabiliyorsa, göze doğru görünüyorsa öyle kalsın. Sırf iş olsun diye baskının
orasına burasına müdahale etmenin anlamı yok. David Vestal’in deyişiyle, “düz
baskıya bir şans tanı”. Ancak düz baskıda bir eksiklik/yanlışlık hissi varsa
veya zihnimizdeki göz çok daha iyi bir baskı hayal edebiliyorsa, o zaman
karanlıkodanın bilumum imkanlarından faydalanmak lazım.
Bu fotoğraf zor bir baskıydı; rahat 2-3 saatimi almıştır.
Basit bir baskı 5-10 dakikada yapılabiliyorken, bazısı çok daha uzun
sürebiliyor. Efsanevi Eugene Smith’in 5 gün 5 gece bir fotoğraf baskısı için
uğraştığı söylenir. Ben o kadar dayanıklı değilim. Birkaç saatte pilim tükenir.
Sadede gelelim…uzun denemelerden, bir sürü test şeridinden
sonra fotoğrafı aşağıdaki şekilde bastım:
4.5 numara kontrast filtresiyle karta 20s'lik bir ana poz verdim. Yüksek kontrast filtrelerinde doğru poz son derece önemli. %5 az
veya fazla poz hemen fark edilir. Burada kontrast filtre değeri tabii ki
vücutta iyi tonlar elde etmeye yönelik. Ardından vücudu ortaya çıkartmak için
etrafın ve arka planın karartılması iyi olur diye düşündüm. Ancak tek adımlık
basit yöntemler bir türlü istediğim sonucu vermiyordu, genellikle izler
kalıyordu. Böyle bir problemle karşılaşıldığında bence en uygun yöntem ek
pozları parçalara bölmek ve her parçada işi biraz farklı yapmak. Burada başka
bir incelik daha kullandım, ek pozları düşük kontrastta, 1.5 numara kontrast
filtresiyle verdim. Neticede kırmızı ve mor çizgilerin dışına %50, sarı
çizginin dışına %100 ek poz verdim. Kırmızı hat için kol çizgisini takip eden
ve karta nispeten yakın tuttuğum uygun kesilmiş bir karton kullandım. Sol üst
ve sağ alt köşe böylece toplamda 30s almış oldu. Buna ek olarak yeşil
çizgilerin dışına 30s, yani %100 daha ek poz verdim. Bu sefer daha yukarıda
tutulmuş bükülü bir karton parçası kullandım (yani geçişler biraz daha
yumuşak).
Son olarak, mavi taralı alanı daha da koyulaştırmak için bu
bölgede ortasına yuvarlak bir delik açılmış bir karton gezdirdim; acele
etmeden, yavaş hareketlerle. Kartonu her bölgede dört kere yukarı aşağı
gezdirmem yaklaşık 2 dakikamı aldı..
Bu tür uzun ilave pozlar için ben şahsen bir
metronomun daha kullanışlı olduğunu düşünüyorum. Bip’leri sayıyorsunuz yani.
Ama dikkat edin, müziğin sesini çok açarsanız bip’leri şaşırmaya başlayabilirsiniz.
Karanlıkodanın aynı zamanda mükemmel bir konser salonu olduğunu belirtmeme
bilmem gerek var mı J
Ben bu kareye baktığımda hem modelin bu vücudu yapmak için haracadığı emeğe hemde görüntüyü bizlere taşıyan sanatçıya büyük saygı duyuyorum. İki çalışmada takdire şayan.
YanıtlaSil