19 Ocak 2012 Perşembe

Bodybuilding



2011 Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonası’ndan bir hafta önce, artık son idmanlardan birinin sonunda çekilmiş son karelerden biri. Mehmet Hınç’ın aylar süren, yoğun idman ve diyetten ibaret hazırlıkları sırasında birkaç fotoğraf seansı yapmaya karar verdik. Bu fotoğrafta artık günlük karbonhidrat tüketimi, hadi pirinç diyelim, günde dört kaşığa düşmüş, hatlar iyice ortaya çıkmaya başlamış.

Meraklısı için bazı teknik detaylar:
6x6 orta format SLR makina. Tripod. Ilford Delta3200 film. Işığın az olduğunu daha önceki çekimlerden bildiğim için orta format olarak da üretilen bu hızlı filmi tercih ettim. Hızlı diyorum gerçi ama, ISO3200 sadece kağıt üstünde yazılı. Normalde bu filmin hızı ISO1000-1200 civarında. ISO3200’de çekim yaparsanız gölge detayları bomboş çıkacaktır. Film banyosu olarak 1+4 sulandırılmış Ilford DDX kullandım ve ISO3200 için önerilen süre kadar yıkadım. Delta3200’e alternatif olarak Ilford HP5’i bir stop zorlamak da düşünülebilir.

Burada görülen, fiber tabanlı 24x30cm Ilford MGIV warmtone karta yaptığım baskı. 30x40cm karta da baskı yapmıştım ve fotoğraf o büyüklükte belki de daha iyi görünüyordu. Orta format Ilford Delta3200 bu büyük baskıda dahi son derece keskin, çok az grenli sonuçlar veriyor.

Gelelim baskı konusuna. Önce iki önemli konuyu belirtmekte fayda var:
Bir fotoğrafın ne tür zahmetlerle üretildiği aslında kimsenin umurunda değil. Neticeye bakılır, fotoğraf iyi mi kötü mü? Bu blog’da baskı için harcanmış emeği yazıyorsam bunu nedeni fotoğrafın zihinlerdeki değerini arttırma kaygısı vs değil, sadece bu konudaki tecrübelerimi, yöntemlerimi paylaşma isteğidir.
*  İlk hedef, kontrastı ve tonları “doğru”, müdahalesiz, düz bir baskı elde etmek olmalı. Eğer baskı bu haliyle ayakta durabiliyorsa, göze doğru görünüyorsa öyle kalsın. Sırf iş olsun diye baskının orasına burasına müdahale etmenin anlamı yok. David Vestal’in deyişiyle, “düz baskıya bir şans tanı”. Ancak düz baskıda bir eksiklik/yanlışlık hissi varsa veya zihnimizdeki göz çok daha iyi bir baskı hayal edebiliyorsa, o zaman karanlıkodanın bilumum imkanlarından faydalanmak lazım.

      Bu fotoğraf zor bir baskıydı; rahat 2-3 saatimi almıştır. Basit bir baskı 5-10 dakikada yapılabiliyorken, bazısı çok daha uzun sürebiliyor. Efsanevi Eugene Smith’in 5 gün 5 gece bir fotoğraf baskısı için uğraştığı söylenir. Ben o kadar dayanıklı değilim. Birkaç saatte pilim tükenir.

Sadede gelelim…uzun denemelerden, bir sürü test şeridinden sonra fotoğrafı aşağıdaki şekilde bastım:

 4.5 numara kontrast filtresiyle karta 20s'lik bir ana poz verdim. Yüksek kontrast filtrelerinde doğru poz son derece önemli. %5 az veya fazla poz hemen fark edilir. Burada kontrast filtre değeri tabii ki vücutta iyi tonlar elde etmeye yönelik. Ardından vücudu ortaya çıkartmak için etrafın ve arka planın karartılması iyi olur diye düşündüm. Ancak tek adımlık basit yöntemler bir türlü istediğim sonucu vermiyordu, genellikle izler kalıyordu. Böyle bir problemle karşılaşıldığında bence en uygun yöntem ek pozları parçalara bölmek ve her parçada işi biraz farklı yapmak. Burada başka bir incelik daha kullandım, ek pozları düşük kontrastta, 1.5 numara kontrast filtresiyle verdim. Neticede kırmızı ve mor çizgilerin dışına %50, sarı çizginin dışına %100 ek poz verdim. Kırmızı hat için kol çizgisini takip eden ve karta nispeten yakın tuttuğum uygun kesilmiş bir karton kullandım. Sol üst ve sağ alt köşe böylece toplamda 30s almış oldu. Buna ek olarak yeşil çizgilerin dışına 30s, yani %100 daha ek poz verdim. Bu sefer daha yukarıda tutulmuş bükülü bir karton parçası kullandım (yani geçişler biraz daha yumuşak).


Son olarak, mavi taralı alanı daha da koyulaştırmak için bu bölgede ortasına yuvarlak bir delik açılmış bir karton gezdirdim; acele etmeden, yavaş hareketlerle. Kartonu her bölgede dört kere yukarı aşağı gezdirmem yaklaşık 2 dakikamı aldı..


  
Bu tür uzun ilave pozlar için ben şahsen bir metronomun daha kullanışlı olduğunu düşünüyorum. Bip’leri sayıyorsunuz yani. Ama dikkat edin, müziğin sesini çok açarsanız bip’leri şaşırmaya başlayabilirsiniz. Karanlıkodanın aynı zamanda mükemmel bir konser salonu olduğunu belirtmeme bilmem gerek var mı J

1 yorum:

  1. Ben bu kareye baktığımda hem modelin bu vücudu yapmak için haracadığı emeğe hemde görüntüyü bizlere taşıyan sanatçıya büyük saygı duyuyorum. İki çalışmada takdire şayan.

    YanıtlaSil