16 Şubat 2012 Perşembe

Vinales, Küba, 2005

Vinales, Küba, 2005
“Başka bir ırktan/renkten komşu ister misiniz?” sorusuna vatandaşlarımızın yaklaşık %35’i olumsuz cevap veriyormuş. Türkiye Değerler Araştırması’ndan çıkan ve çoğu hem hayret verici hem de üzücü sonuçlardan biri bu. Ne alaka diyeceksiniz şimdi belki ama yukarıdaki fotoğraf bana değerler araştırmasındaki bu soruyu hatırlatıyor. Aynı soru bir Kübalı’ya sorulsa nasıl cevap verirdi merak ediyorum. Tahminimce soruyu bile anlamsız bulacaktır. İki haftalık turistik bir gezi ile bir memleketi içten içe tanımak elbette mümkün değil ama Küba gezisinden edindiğim en çarpıcı izlenimlerden biri eski kıtadan bildiğimiz, hatta kendi ülkemizde bile alttan alta var olduğunu üzülerek fark ettiğimiz ayrımcılığın, ötekileştirmenin bu ada topraklarında hiç olmadığı.

Kiraladığımız arabayla Havana’dan bir şekilde çıkmayı başarmış, otobanı güç bela bulmuş, maceralı bir yolculuktan sonra adanın batı ucundaki Vinales’e varmıştık. Casa particulare’mize yerleştikten sonra hafif çiseleyen yağmur altında bu küçük kasabanın sokaklarında dolaşmaya çıktık. Verandalarında sohbet eden bu ikisini gördüğümde makinayı hafifçe kaldırdım, göz kontağı kurdum, amca gülümsedi - tamam, problem yoktu! - ve üç kare çektim (aşağıdaki negatif serisi). Sadece üçüncü karede önemsiz gibi görünen küçük ayrıntılar fotoğrafı basılmaya değer kılıyor: küçük kızın sol ayağını arkaya atışı, terliğin neredeyse düşecekmiş gibi duruşu, sol bacak ve kolun paralelliği ve elini amcanın dizine koyuşu.

Veranda, sallanan koltuk, Küba’nın simgesi püro ve iki insan arasındaki muhabbetin bir araya geldiği bu fotoğrafın solunda yer alan koltuğun ucunu iyi ki kareye dahil etmişim, çünkü bir devamlılık sağlıyor, karenin dışı hakkında da bir ipucu veriyor. O koltukta eşofmanıyla Fidel oturuyor olabilirdi…

Meraklısı için bazı teknik detaylar:
Rangefinder tipi 6x4.5 orta format makina. Kodak Tri-X filmi 1+1 sulandırılmış D76 film banyosunda 11 dakika yıkadım.


Bu ikili, yani Tri-X film ve D76 banyo bir klasiktir ve yeni başlayanlara genellikle önerilen film-banyo kombinasyonudur. Buna ben de katılıyorum. Eğer ilk kez siyah beyaz kullanacaksanız klasik bir ISO400 film, örneğin Kodak Tri-X veya Ilford HP5 ve bunu yıkamak için yine klasik bir film banyosu, mesela Kodak D76 veya Ilford ID-11 bence çok iyi bir başlangıç noktası. Niçin? Çünkü bunlar pozlama ve banyo hatalarına karşı nispeten daha toleranslılar. Örneğin banyo sıcaklığı 20 değil de yanlışlıkla 21 derece olmuş, veya filmi yıkarken 10 değil de 12 dakika yıkamışsınız, yine rahatlıkla basılabilir negatifler olacaktır elinizde. Tabii bu hiçbir dikkat ve itina göstermeden çalışmanız için bir gerekçe olmamalı ;-)

Fiber tabanlı Ilford Multigrade karta yaptığım baskı nerdeyse sadece doğru poz ve kontrastı bulmaktan ibaret. Küçük kızın beyaz elbisesine biraz daha ton vermek haricinde ek müdahaleye gerek yoktu. Gerçi o ton da tarama işlemi sırasında kayboluyor. Baskıda varolan çok açık tonları tarama sırasında koruyabilmek için epey uğraştım ama nafile, beyaz olarak kaydediliyorlar.

2 yorum:

  1. Bu fotorafı çok beğendim. baktığımda ilk dikkatimi çeken küçük kızın ve yaşlı adamın bakışları. özellikle küçük kızın bakışlarındaki mutluluk çok etkileyici olmuş. Bir diğer konu da yazının başlarında vurgu yaptığı farklı ırklara ön yargı konusunu çok iyi gündeme getiriyor. Kızın yaşlı adama karşı hissetiği yakınlık doğrudan bu ön yargılarımızı akla getiriyor.

    YanıtlaSil