Vinales, Küba, 2005 |
“Başka bir ırktan/renkten komşu ister misiniz?” sorusuna
vatandaşlarımızın yaklaşık %35’i olumsuz cevap veriyormuş. Türkiye Değerler
Araştırması’ndan çıkan ve çoğu hem hayret verici hem de üzücü sonuçlardan biri
bu. Ne alaka diyeceksiniz şimdi belki ama yukarıdaki fotoğraf bana değerler araştırmasındaki bu soruyu hatırlatıyor. Aynı soru bir Kübalı’ya sorulsa nasıl
cevap verirdi merak ediyorum. Tahminimce soruyu bile anlamsız bulacaktır. İki
haftalık turistik bir gezi ile bir memleketi içten içe tanımak elbette mümkün
değil ama Küba gezisinden edindiğim en çarpıcı izlenimlerden biri eski kıtadan
bildiğimiz, hatta kendi ülkemizde bile alttan alta var olduğunu üzülerek fark
ettiğimiz ayrımcılığın, ötekileştirmenin bu ada topraklarında hiç olmadığı.
Kiraladığımız arabayla Havana’dan bir şekilde çıkmayı
başarmış, otobanı güç bela bulmuş, maceralı bir yolculuktan sonra adanın batı
ucundaki Vinales’e varmıştık. Casa particulare’mize yerleştikten sonra hafif
çiseleyen yağmur altında bu küçük kasabanın sokaklarında dolaşmaya çıktık.
Verandalarında sohbet eden bu ikisini gördüğümde makinayı hafifçe kaldırdım,
göz kontağı kurdum, amca gülümsedi - tamam, problem yoktu! - ve üç kare çektim
(aşağıdaki negatif serisi). Sadece üçüncü karede önemsiz gibi görünen küçük
ayrıntılar fotoğrafı basılmaya değer kılıyor: küçük kızın sol ayağını arkaya
atışı, terliğin neredeyse düşecekmiş gibi duruşu, sol bacak ve kolun
paralelliği ve elini amcanın dizine koyuşu.
Veranda, sallanan koltuk, Küba’nın simgesi püro ve iki insan
arasındaki muhabbetin bir araya geldiği bu fotoğrafın solunda yer alan koltuğun
ucunu iyi ki kareye dahil etmişim, çünkü bir devamlılık sağlıyor, karenin dışı
hakkında da bir ipucu veriyor. O koltukta eşofmanıyla Fidel oturuyor
olabilirdi…
Meraklısı için bazı teknik detaylar:
Rangefinder tipi 6x4.5 orta format makina. Kodak Tri-X filmi
1+1 sulandırılmış D76 film banyosunda 11 dakika yıkadım.
Bu ikili, yani Tri-X film ve D76 banyo bir klasiktir ve yeni
başlayanlara genellikle önerilen film-banyo kombinasyonudur. Buna ben de
katılıyorum. Eğer ilk kez siyah beyaz kullanacaksanız klasik bir ISO400 film,
örneğin Kodak Tri-X veya Ilford HP5 ve bunu yıkamak için yine klasik bir film
banyosu, mesela Kodak D76 veya Ilford ID-11 bence çok iyi bir başlangıç
noktası. Niçin? Çünkü bunlar pozlama ve banyo hatalarına karşı nispeten daha
toleranslılar. Örneğin banyo sıcaklığı 20 değil de yanlışlıkla 21 derece olmuş,
veya filmi yıkarken 10 değil de 12 dakika yıkamışsınız, yine rahatlıkla
basılabilir negatifler olacaktır elinizde. Tabii bu hiçbir dikkat ve itina
göstermeden çalışmanız için bir gerekçe olmamalı ;-)
Fiber tabanlı Ilford Multigrade karta yaptığım baskı
nerdeyse sadece doğru poz ve kontrastı bulmaktan ibaret. Küçük kızın beyaz
elbisesine biraz daha ton vermek haricinde ek müdahaleye gerek yoktu. Gerçi o ton da tarama işlemi sırasında kayboluyor. Baskıda varolan çok açık tonları tarama sırasında koruyabilmek için epey uğraştım ama nafile, beyaz olarak kaydediliyorlar.
Bu fotorafı çok beğendim. baktığımda ilk dikkatimi çeken küçük kızın ve yaşlı adamın bakışları. özellikle küçük kızın bakışlarındaki mutluluk çok etkileyici olmuş. Bir diğer konu da yazının başlarında vurgu yaptığı farklı ırklara ön yargı konusunu çok iyi gündeme getiriyor. Kızın yaşlı adama karşı hissetiği yakınlık doğrudan bu ön yargılarımızı akla getiriyor.
YanıtlaSilTeşekkürler Uğur.
Sil