Focomat 2c etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Focomat 2c etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ekim 2015 Pazartesi

Mui Ne

Mui Ne, Viet Nam, 2006 (büyütmek için tıklayın)

Tanyeri ağarırken motosikletle Mui Ne balıkçı kasabasına vardık. Sahile iner inmez gördüğüm manzarayı ömrüm boyunca unutamam. Ufuk çizgisi boydan boya yeşil, mavi, kırmızı, rengarenk boyanmış teknelerle kaplıydı. Uzun sahil ise kıpır kıpır koni şapkalı kadın kaynıyordu. Erkekler fotograftaki yuvarlak sallara binip sahil ile açıktaki tekneler arasında harıl harıl mekik dokuyor, gece tutulmuş tonlarca balığı sahildeki kadınlara ulaştırıyor, kadınlar balıkları, yengeçleri, midyeleri sırrını çözemediğim bir organizasyonla, müthiş bir beceriyle pay ediyorlardı. 

Fotografta artık zaman biraz ilerlemiş, ortalık toparlanmaya başlamış. 

Karanlıkodacılar için birkaç not:
Geçenlerde yeni Ilford Multigrade Classic hakkında yazmıştım. Bunun dışında bir kutu da Ilford Cooltone almıştım. Mui Ne fotografını böyle birkaç farklı karta bastım. Aşağıda üstte eski Ilford Multigrade IV, altta ise Cooltone baskılar var. Cooltone'un hakikaten soğuk tonlu olduğu çok net görülüyor.

Üstte Multigrade IV, altta Multigrade Cooltone (büyütmek için tıklayın)
Böyle soğuk kartlar herkese hitap etmese de çok iyi birtakım fotografçıların bunları tercih ettiğini biliyorum.

26 Eylül 2015 Cumartesi

Ilford Multigrade Classic

Mochlos, Girit, 2015 (büyütmek için tıklayın)

Aralık 2013'teki bir basın ilanı ile Ilford yılların Multigrade kartının geliştirilmiş bir versiyonunu ürettiğini duyurmuştu. Geçen gün Multigrade Classic adlı bu yeni kartın Sirkeci'de stoklarda olduğunu duyunca ilk fırsatta gidip bir paket aldım. Tabii o heyecanla hemen karanlıkodaya attım kendimi. Ama ancak tek baskılık zamanım vardı, ben de bizim veledin yeni çektiğim bir portresini bastım. O fotograf fixerden çıkınca dostlar...Adana style öyle derin bir offf çektim ki! "Arkadaş, Ilford manyak bir kart üretmiş...bu siyahlar, bu kontrast...müthiş" dedim.

Tamam, heyecanımız biraz yatışsın; buna şimdi sakin sakin bakalım. Daha geniş bir zamanda buradaki zavallı ahtapot fotografını hem eski, hem de yeni karta bastım. Önce eski karta gözüme hoş görünen bir baskı yaptıktan sonra yeni kartta buna mümkün olduğu kadar yaklaşmaya çalıştım. 

Solda Multigrade IV, sağda Multigrade Classic (büyütmek için tıklayın)

Evvela Ilford'un dediklerine bakalım. Poz süresini kısalttık derler. Doğru, ben de poz süresinde yaklaşık %30'luk bir azalma görüyorum. Eh, iyi olmuş diyelim. Aynı kısalma kartın Warmtone versiyonunda olsa daha çok sevinirdim, çünkü o kartı bir stop daha fazla pozlamak gerekiyor ve bu da büyük baskılarda işi zorlaştırabiliyor.

Sonra Ilford der ki, yeni kart daha keskin. Bunu ilk okuduğumda "nasıl olur?" diye kalakalmıştım.  Şöyle söyleyeyim, üç gündür bu ahtapot fotograflarını karşılaştırıyorum, sonra başka bir negatiften daha baskılar yaptım (bir sonrakı yazının fotografları...kısmetse), iki gündür de onları karşılaştırıyorum, şu anda "yaa galiba yeni kart azucuuuk daha keskin gibi duruyor" noktasındayım. Hanıma bunu söylesem "psikolojik" der. Belki de öyledir. Yok, bir fark var hakkaten. Eski kartın üstünde çok hafif bir grilik varmış da, yeni kartta bu kalkmış gibi duruyor, o da mikro kontrastı yükselterek keskinlik hissini çok az arttırıyor. Pek bilimsel olmadı ama bizde bu kadar.

Bir de kontrasta bakalım. Eski karta ahtapotun baskısı 3.5 numara kontrast iken yeni kartta 3 numara kontrasta düştüm. Yani yeni kart yarım numara daha kontrastlı gibi duruyor. Bu aralığın dışındaki kontrast numaralarında durum nedir henüz bilmiyorum.

Her iki kartın yüzey karakteristikleri arasında bir fark göremedim:

Solda Multigrade IV, sağda Multigrade Classic (büyütmek için tıklayın)

Yeni kartın tonlamaya tepkisi konusunu henüz geniş çaplı inceleyemedim. Ilford'un iddiası yeni kartın tonlamaya karşı daha çok tepki gösterdiği. Ben şimdilik aşağıya bir adet sepia versiyon koydum. Selenyuma ise başka sefere bakacağız.

Burada eski-yeni karşılaştırmasından sapacağım. Sepia tonladığım yeni kart ile sepia tonladığım Ilford Warmtone Semi Matt (24K kodlu) kartlarını yan yana koydum:

Solda Multigrade Classic, sağda Multigrade Warmtone semi matt (büyütmek için tıklayın)

Kişisel zevk meselesi elbette, ama benim bu yarı mat karta karşı bir zaafım var. Nasıl söylesem? Parlak kart biraz da parlaklığıyla cezbetmeye çalışıyormuş gibi hissediyorum bazen. Mat kart ise sadece içerik ve baskı kalitesiyle ayakta durmak zorunda...bunu seviyorum nedense.

Solda Multigrade Classic, sağda Multigrade Warmtone semi matt (büyütmek için tıklayın)
Netice itibariyle, eski kart üst düzey bir malzeme (idi). Yeni Classic versiyon çok az daha iyi gibi görünüyor, ama öyle uğrunda okyanusları aşmayı gerektirecek kadar da değil. Bakalım...zaman geçtikçe farklı izlenimlerim oluşursa onları da paylaşırım. 

Yalnız, yazının başında bahsettiğim o ilk fotograf nasıl öyle süper göründü gözüme; karttan mı, kafam mı iyiydi, başka bir şeyden mi, henüz anlayabilmiş değilim.

30 Eylül 2013 Pazartesi

Panayırda Şut

Akçakoca, Ağustos 2013
Ramazan bayramında Akçakoca* limanında kurulan küçük panayırda zamanımın çoğunu bu kale etrafında geçirdim. Ayağı ağrıyana kadar şut çekme meraklısı hiç de az değilmiş. Kaleci ise bayağı çelimsiz bir gençti. Şimdi düşünüyorum da, oyunu organize edenler bilinçli olarak mı böyle birisini kaleye geçirmişlerdi? Kalecinin fiziğine bakınce müşterilere güven mi gelecekti? Kimbilir...?

Bunun gibi tekrar tekrar gelişip bozulan, sürekli kendini yeniden oluşturan konularla karşılaşınca - ve bir kere fotograf çekmeye karar verince - film ve zaman açısından cimri olmamakta fayda var. O kadar çok olasılık ve potansiyel var ki, bunları mümkün olduğunca işlemek gerekir. Mesela top havadayken ve kaleci ona doğru uçarken (1/15 enstantanede o top havada görünmüyor bile!), veya biraz daha geri çekilip ortamı yukarıdan aydınlatan birkaç lambayı dahil ederek, veya kalecinin arkasındaki duvarın üstüne tırmanıp bütün manzaraya tepeden bakarak, ve tabii ki değişik değişik insan dizilişleri ile. Bütün bunları yaptım ve aradan bu kare sıyrıldı. Şutörün ayaklarının (sol ayağın havada oluşu beni çok şaşırttı) ve kollarının duruşu, kalecinin gergin bekleyişi ve geriye uzanan seyirci silsilesi en iyi fotografı verdi.

*Düzce'nin ilçesi

Meraklısı için birkaç teknik not:
Çok sevdiğim ve bende artık standart hale gelmiş  ikiliyle, Leica M6 makina ve 35mm optikle dolaştım bütün gece. Ilford Delta3200 filmi 1600'de pozladım, stok XTOL'de 7.5 dakika yıkadım. Negatif ucu ucuna kurtarıyor.


Nispeten sert ışık veren kondansörlü Focomat 2c agrandizörde 4 numara kontrast filtresi kullandım. Hoşuma giden poz ve kontrastı birkaç test şeridiyle belirledikten sonra hiçbir ek müdahale gerektirmeyen düz bir baskı yaptım.

30x40cm fiber tabanlı Ilford MGIV kart yıkama sırasında:

Büyütmek için tıklayın

13 Nisan 2013 Cumartesi

Ustadan Yadigar: Leitz Focomat IIc

Focomat, ortadaki dev agrandizör
Geçen sene Nisan'da, vefatının yıldönümü vesilesiyle, çok sevdiğim fotografçı Fethi Sabunsoy ile ilgili bir yazı yazmıştım. Yine Nisan, yine bir yıldönümü geldi. Ve geçen gün Fethi Sabunsoy'un Focomat IIc agrandizörü yıllardan sonra kendine yeni bir yuva buldu, benim emektar Meopta'nın yanına konuşlandı. Kaderin inanılmaz bir cilvesi işte. Fethi ustanın zamanında kullandığı bu agrandizör ile heyecanla ilk baskılarımı yapmaya başladım bile. Teşekkürler Ata!

En son 1970'lerde üretilen Focomat IIc 35mm'den 6x9cm negatiflere kadar baskı yapabiliyor. Tek başıma taşıyamayacağım kadar ağır. Olağanüstü sağlamlığı ve mekaniğiyle agrandizörlerin Rolls Royce'u. Hala dünyanın dört bir yanında çatır çatır baskı yapılıyor bunlarla. Düşününce hayret ediyor insan; 40 sene önce üretilmiş bir cihaz bugün hala canavar gibi çalışıyor. Fethi ustanın inkjet printer'ı olsaydı bugün çoktan çöplükteydi (pardon, kendimi tutamadım).

İnternette Fethi Sabunsoy ile ilgili materyal arayanlar için, ki bloguma bu şekilde gelenler var, baskı arşivimden iki fotograf daha paylaşmak istiyorum.

İlki Sabunsoy'un 2000 yılında Adana'da çektiği bir fotograf:


Baskının arkasına şu detaylar not edilmiş:


İkincisi 2005 yılında, Trakya'daki Sarpdere köyünde çektiğim bir fotograf:

F. Sabunsoy Leica M6  makina ve 50mm/f2.8 Leica Elmar objektif ile çekim esnasında