Savaş karşıtı gösteri, Londra, 2003 |
Bazı teknik detaylar:
35mm SLR makinada 28mm optik. Ilford Delta400 film. Kodak
XTOL film banyosu.
Baskıya geçmeden önce negatifi dikkatlice incelemekte fayda
var. Kontrast nasıl? Gölgelerde detay var mı? Çok yoğun yerler var mı? Tabii bu
sorulara ancak biraz tecrübeyle makul cevaplar verilebiliyor. Bence en doğru
başlangıç karta müdahalesiz, düz bir baskı yapmak; sonra da bu baskıyı
negatifle karşılaştırmak. Müdahalesiz baskıdan ne anlıyorum? Adı üstünde, tek
bir poz ve kontrast ayarı ile yapılan baskı. Ama o tek pozun ve kontrastın bile
kişiden kişiye farklılık gösteren, hatta aynı kişinin zaman içinde evrilen
fotoğraf anlayışına bağlı olarak değişebilen parametreler olduğunu unutmayalım
(aklıma Bill Brandt’ın erken ve geç dönem fotoğrafları geliyor). Örnekler
üstünden yazmak daha kolay olduğu için bu negatifi ele alalım. Ben bu negatif
ile müdahalesiz bir baskı için sağdaki gencin yüzünü ve hemen çevresindeki
bölgeyi baz alıyorum. Bu bölgede hoşuma giden bir kontrast ve ton yoğunluğu
elde edene kadar test şeritleriyle denemeler yapıyorum. Ardından, bulduğum bu
poz süresi ve kontrast ile bütün karenin bir baskısını yapıyorum. Sonuçta bazı
yerlerin fazla koyu, bazı yerlerin ise fazla açık, hatta kartın kendi
beyazından ayırt edilemeyecek kadar açık olduğunu görüyorum ve bu “kusurları”
giderecek şekilde müdahaleler yapıyorum.
Bu fotoğrafı aşağıdaki plana göre bastım:
Yukarıda bahsettiğim gibi, sağdaki gencin yüz çevresinde
hoşuma giden tonları ve kontrastı bana 3 numara filtre ve 17s’lik bir poz
verdi. Kırmızı ve sarı çizgilerin üstüne +6s, yeşil çizginin sağına +4s ek poz
verdim. Mavi taralı alanı ise ~3s boyunca maskeledim (bknz: 6 Ocak 2012 tarihli
postanın son fotoğrafı). Buradaki amacım, soldaki gencin ceketindeki detayları
biraz daha görünür kılmak ve gövdesini öne çıkartmaktı.
Bu fotoğrafı 9 yıl önce basmışım. Bugün tekrar bassam
gökyüzüne biraz daha ton vermeye çalışırdım. Elim pek bir korkakmış o zamanlar.
Baskı için 20x25cm boyutlarındaki Agfa MultiContrast Classic
(MCC 111) kartını kullanmıştım. Agfa MCC, benim bugüne kadar en sevdiğim kart
oldu. Harikulade ton değerleri vardı. Özellikle siyahına doyum olmazdı. Ne
yazık ki Agfa’nın 2005-2006 gibi tarihe karışmasıyla bu güzelim kart artık yok.
Çok değerli kareleri basmak için kenarda sakladığım bir 100’lük kutum vardı. O
kutudaki son kartı da geçen yaz kullandım…
Neyse ki bazı kartlar üretimden kalkarken yerine yenileri
gelebiliyor. Mesela daha birkaç ay önce
“Ilford Multigrade Art 300” piyasaya sürüldü. Henüz ülkemiz sınırları
içinde göremedim. Umarım Sirkeci camiası yakın zamanda bu kartı ithal etmeye
başlar, zira web’den okuduğum değerlendirmeler insanın ağzını sulandırıyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder