Kaçkarlar - Ağustos 2008 |
Güzelim Kaçkar dağlarının Kavron gölleri bölgesi. Göl
kenarında çadırda geçen birkaç günün tek tatsız yanı aman vermeyen
sivrisinekler. Kimine fazla iddialı gelebilecek bir Zen cümle okumuştum
geçenlerde: “Sen fotoğrafı çekmeyeceksin, o seni çekecek”. Bir konuya yeterince
zaman ayırmak, onun değişik hallerini gözlemlemek, onu tanımak istemek…bunları
yapınca zaten bir süre sonra “işte şimdi” diyor insan ve fotoğraf kendiliğinden
geliyor. İyi müzikte de öyle değil midir? Ona zaman ayırınca yavaş yavaş tadına
varmaya başlıyoruz. Kaçkar’ların bu bölgesinde kaldığımız birkaç gün boyunca çok
fotoğraf çektim ama ancak son akşam hem kafamda hem de vizörde her şey yerli
yerine oturdu ve bence o coğrafyayı – dağıyla, uçurumuyla, gölüyle, bulutuyla, ışığıyla,
gölgesiyle – anlatan bir kare ”kendini bana çektirdi” J
Bazı teknik detaylar:
6x4.5 orta format rangefinder makina. Kodak Tmax400 film.
Banyo Ilford Perceptol. Negatif oldukça yumuşak kontrastta ama her yerinde
yeterince detay var.
6x4.5 negatif |
Baskı gayet kolay oldu. Sol alt köşeden sağ üst köşeye kadar
uzanan birkaç test şeridi her bölgenin poz ihtiyacı hakkında fikir verdi.
Neticede, baskıyı aşağıdaki plana göre yaptım.
Baskı Planı |
24x30cm ebadında ve artık üretilmeyen Forte Polyarmtone
karta 4.5 numara kontrast filtresiyle 25s’lik bir ana poz verdim. Bu pozun
yarısı boyunca mavi taralı alanda basit bir maske (daha altta detaylar var)
gezdirerek buradaki gölgenin bir nebze daha açık olmasını sağladım. Ardından
göğe ve karenin sağına biraz daha ton vermek için ellerimle kırmızı çizgilerin
üstüne ve sağına %20, yani 5’er saniye ek poz verdim. Baskıda asıl kritik olan
şey ana poz ve kontrast. Bunlar öyle olmalı ki bulutlarda yumuşacık bir doku
olsun, dağlarda akşam ışığının yumuşaklığı hissedilsin. Tabii bunlar hep yorum
işi. Başkası bu negatif ile bambaşka bir havası olan bir fotoğraf çıkartabilir.
Kart banyosu için Tetenal Eukobrom kullandım. Polywarmtone
gibi sıcak tonlar veren bir kartı Eukobrom gibi bir soğuk ton banyosunda
geliştirmek çok sevdiğim bir ton paleti sağlıyor.
Bir bölgeyi maskelemenin değişik yöntemleri var. Parmaklar veya eller kullanılabilir, uygun büyüklükte bir karton kesilebilir. Artık o fotograf için hangi yöntem daha başarılı sonuç verecekse onu kullanmakta fayda var. Bu fotograf için bir telin ucunda her kırtasiyede bulunabilecek ve kolayca şekil verilebilen Blu-Tac kullandım. İstenen büyüklükte Blu-Tac kullanmak mümkün ama bir noktadan sonra artan ağırlığı tel taşıyamaz oluyor. Bu durumda uygun şekilde kesilmiş bir karton parçası (yani çöp olmuş fotograf kartı !) kullanmak daha kolay. Aşağıdaki fotografta gördüğünüz maskeyi ana pozun yarısı boyunca mavi taralı alanda gezdirdim...heyecan yapmadan, sakince, dengeli bir şekilde!
Maskelemenin ana pozun yarısı boyunca olduğunu nasıl belirledim? Yeni başlayanlar için tek yol var: deneme-yanılma. Artan tecrübeyle beraber bu iş sezgiye, çoğu zaman da ilk denemede doğru sonuç veren sezgiye dönüşüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder