Göreme, 2013 |
Kapadokya'da 3 kişinin öldüğü, 22 kişinin yaralandığı son balon faciası birkaç hafta evvelki hayal kırıklığımın tam üstüne geldi. Sabah çok erken, daha ortalık karanlıkken, ay ışığında fotograf çekme niyetiyle Göreme'deki pansiyondan çıkar çıkmaz ortalıkta bir tuhaflık olduğunu fark etmiştim. Bir yandan o saatte hiç beklenmeyecek yoğun bir araç trafiği vardı, diğer yandan uzaklardan sanki bütün Kapadokya'ya hakim esrarengiz bir uğultu geliyordu. Göreme içinden yükselen sırta dolana dolana tırmanınca gözlerime ve kulaklarıma inanamadım. Cavuşin'e kadar (fotografta sol ufuk) uzanan coğrafyanın neredeyse her düzlük yerine balonlar serilmiş, bunlar da sıcak hava üfleyen ve müthiş bir uğultuyla ortalığı inleten motorlarla şişiriliyorlardı. Araç trafiği ise bu balonlara müşteri taşımadan kaynaklanıyordu. Havalandıklarında gökyüzünde denizanası gibi süzülen en az 80 balon saydım! Ve önümden geçen bir balonun sepeti hemen dibimdeki kayalıklara çarptı. Neyseki alabora olmadı, yolcular bir çığlık ile kurtuldular.
Manzarayı gördüğüm zaman hissettiğim hayal kırıklığı 200 avro verip bir saatlik bu maceraya katılamamış olmak değildi elbette. Muhteşem bir doğal güzelliği koruma bilinci çok geri plana itilmiş, onun üstünden mümkün olduğu kadar çok kar etme güdüsü öne çıkmış gibi geldi bana. Hayal kırıklığım, öncelikle korumacı bir zihniyet beklerken bu kadar tüketme ve kar odaklı bir anlayış sezmemdendi. Bu "turizm endüstrisi"nin coğrafyaya bir zarar vermediğine de emin olamıyorum. Onca balonu sermek için geniş düzlükler bulmak, belki de açmak gerek. Doğal düzlükler bile iyice doğallıklarını kaybetmiş, pist görünümü almıştır. Bütün o vadi aralarından havalanan balonlara giden bir minibüs trafiği ve onların yaptığı tahribat var. Talep ve arzla gelen balon enflasyonu ise ister istemez beraberinde kaza riskini arttırıyor.
Meraklısı için kısa birkaç teknik detay:
Çekimde orta format TLR tipinde Rolleiflex makina kullandım. 6x6 Kodak Tmax400 filmi ham kimyasallardan hazırladığım ID-68 formülünde yıkadım. Sulandırma 1:1, süre 8 dakika.
Son zamanlarda biraz komplike baskılar paylaşmıştım. Nedense öyle denk geldiydi. Ama siyah beyaz karanlıkoda işi hiç de sürekli öyle değil. Mesela fiber tabanlı Ilford MGIV'e yaptığım bu baskıda hiç ilave müdahale yok. Test şeritleriyle poz ve kontrast süresini bulmak yetti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder