pinhole etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pinhole etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2015 Perşembe

Misafir Fotografçı - Taylan Bağcı


Copyright Taylan Bağcı 2015

Kısmetliymişim! Evvelki yazımda bahsettiğim Taylan Bağcı'nın bu fotografını sadece yayınlamak değil, kendim için bir baskı yapmak da nasip oldu.

Taylan'a fotografla ilgili bir şeyler yazar mısın dedim. Şunu gönderdi:

"Benden iğne deliği kameram ile çektiğim fotoğraf ile ilgili bir yazı yazmamı istedin. Aslında tam olarak ne yazacağımı bilemiyorum. Sanırım benden o fotoğrafın çekim anı ile ilgili bir şeyler yazmamı istedin. Ne diyeyim? Hissettim ve çektim. Ne öncesi ne de sonrası çok üzerinde durmadım. Aslında ağızlara pelesenk olmuş bir söz vardır: "Fotoğraf göz ile çekilir". Güzel bir tanım ama eksik. Fotoğraf sadece göz ile değil, ona eşlik eden ruh ile çekilir. Kendinizi hayat nehrinde akışa bırakabildiğiniz sürece, hayatı hissedebildiğiniz sürece, hayatın bir parçası olduğunuz sürece "fotoğraf" çekersiniz.Yani sonunda kendi kendimizi kadraja aldığımızda "fotoğraf" çekeriz. O nedenle fotoğraf çekerken hesap yapamazsınız. Sadece kaydedersiniz. İşte ben de usulca gelip omzuma dokunan o anı bu şekilde kaydettim"

Enstantaneyi ve diyaframı yazsan yeterdi be dostum :-P

Geçenlerde bir Pazar öğleden sonra, Taylan, koltuğunun altında bir tomar iğne deliği negatif ile bizdeydi. Geleneksel kahve & kek saatinden sonra karanlıkodaya girdik, CD'çalara Woody Allen film müziklerinden bir seçki koyduk (ah, Caruso şurda beni mest ediyor...şarkının geçtiği "Matchpoint" de ayrıcana süper film), gıcır gıcır 28x36cm Ilford Art300 kutusunu açıp işe koyulduk. Taylan esasen usta bir karanlıkoda zanaatkarı. Tophane'de kendi atölyesi ve karanlıkodası var (hatta daha önce burda ve şurda hakkında yazmıştım). Karanlıkoda düzenimi, çalışma sistemimi falan merak ediyormuş, benim mekanda bu baskıları o vesileyle  yaptık anlayacağınız.

Fotografımız 20 no'lu kare

Negatiften gördüğünüz gibi, kameranın ışık izolasyonu ciddi emek ve dikkat istiyor. Öyle bir kat siyah elektrik bandı yetmez; iyicene sarmak gerek. Taylan'ın acemiliğine gelmiş olmalı, bayağı bir ışık sızmış. Neyse ki bizim kareye majör bir zarar vermemiş. Gerçi bütün bu hatalar da işin parçası diye bakmak, rahat olmak lazım.

Bir iki saatlik keyifli bir uğraştan sonra dört fotografla çıktık karanlıkodadan. Aşağıda 28x36cm'lik Ilford Art300 karta hem köpek fotografının bir baskısını, hem de ardından panoramik iğne deliği kamerası ile çektiği filmden yaptığımız başka bir baskıyı görebilirsiniz. 



Fırından taze çıkmış ıslak baskıyla bir hatıra fotografı olmadan dükkanı kapatamazdık. Bu sefer şartları epey zorlayan inatçı bir yaramaz da kenardan kareye girmeyi başardı!

Moi, Taylan, Yaramaz

Taylan o akşam negatifleri bana bırakarak ayrıldı. Ben de birkaç gün sonra parlak fiber karta bir baskı daha yaptım. Çünkü Art300'ün dokusu tarayıcıda sorun yaratıyordu. Bu son baskıyı yaparken negatifin ışık almış kenarından kırptım. Ana fotografta da bunu kullandım. Siz ne dersiniz bilmem ama ikisi de tatmin edici kadrajlar bence.

Ve son olarak, üstadın artistik panoramik iğne deliği kamerasını göstereyim. İyi, di mi?


Teşekkürler Taylan!

24 Kasım 2015 Salı

Kibrit Kutusu ve İğne Deliği

Tramvay, İstiklal Caddesi, 2015 (büyütmek için tıklayın)

Kibrit kutusundan iğne deliği fotograf makinasını - makina da denmez ya...kamera diyelim - ilk kez Taylan Bağcı'nın elinde görmüştüm. Sürekli maruz kaldığımız high-tech bombardımanından ve high-tech odaklı fotograf üretiminden bıkmıştı Taylan. Buna karşı içinde yükselen bir tepkiyle fotografın köklerindeki Camera Obscura'yı aldı, şuna benzer bir web sayfasından esinlenerek gitti bunu kibrit kutusunun içine koydu. Sonra da şahane fotograflar çekti, hatta o fotograflar bu yıl sergilendi, sergiyi bir de iğne deliği atölyesi ile bitirdi. 

Bu atölyede ben de ilk kibrit kutusu iğne deliği kameramı yaptım (şuna benziyor). Valla insan önce bir işkilleniyor, böyle fotograf mı çekilir diyor. Yani alabildiğine iptidai bir aletten bahsediyoruz. Ama insan evladı her şeye alışıyor, hatta sevebiliyor kardeşim; bir kibrit kutusunu bile. Çünkü bir süre sonra iptidailik arka plana kayıyor, özgürlük hissi öne çıkıyor. Poz ölçümü yok, vizör yok, netleme yok. İğne deliğini ilginç bulduğun konuya göz kararı doğrult, güneş varsa bir saniye, hava bulutluysa dört saniye pozla. Bitti. Filmi sar, kamerayı cebine at, gezmeye devam et. Ve işin en ilginç tarafı: bu alet bayağı fotograf çekiyor! Tamam, görüntü keskin değil, ama olayın ne olduğu gayet iyi anlaşılıyor.

Buradaki fotograflar ilk iğne deliği kameram ile eğlence niyetine çekilmiş filmden (Fomapan100). Kamera 24x24cm'lik negatifler üretiyordu (aslında istediğiniz formatı tasarlayabilirsiniz). Tramvay ve selfie fotograflarını dokulu Ilford Art300 karta bastım, baskıları taradıktan sonra da hiçbir dijital müdahalede bulunmadım. Fotograflarda - özellikle beyaz marjlarda - dokunun kendisini de görüyorsunuz. Bence Art300 pinhole negatifler için biçilmiş kaftan!

Özçekim, 2015 (büyütmek için tıklayın)

Hayatınızda en az bir kez böyle bir kamera yapmanızı öneririm. Yukarıdaki linkte her şey gayet güzel anlatılmış. Hem yaparken, hem çekerken, hem de sonuçlara bakarken çok keyif alacaksınız. Ben niyet ettim, bu haftasonu yenisini yapacağım. Ha evet, film bitince yenisini yapmak gerekiyor, çünkü pozlanmış filmi ancak kamerayı karanlıkta(!) parçalayarak çıkartabiliyorsunuz. Biraz yaratıcılıkla bu parçalama minimuma indirilebilir belki.

Taylan-Filiz-Aydan ile Moda'da piknik, 2015 (büyütmek için tıklayın)

Gönlümden geçen, başka bir postada burada Taylan'ın çok başarılı bir iğne deliği fotografını yayınlamak. Bir soralım bakalım. Kısmetimizde varsa olur ;-)