20 Aralık 2015 Pazar

Split

Split, Hırvatistan, 2015 (büyütmek için tıklayın)

Beşyüz yıl önce ecdadın fetih için geldiği, İstanbul’dan en az bin kilometre uzaktaki bir coğrafya, Hırvatistan’ın Split bölgesi. Osmanlı ordusunun yaklaştığını öğrenen Split ve Trogir kentlerinin asilzadeleri civardaki köylüleri korumak amacıyla surlar ve kaleler inşa ederler. Bu tarihi kalelerin olduğu bölgeye bugün Kastela, yani kasteller/kaleler, deniyor. Bunlardan günümüze yedi tanesi kalmış ve Split’ten kuzeye doğru sahil boyunca sıralanıyorlar. Kastel Novi’deki bir pansiyonun penceresini sabahın ilk ışıkları ile beraber açınca karşıma bu manzara çıktı. Ufuktaki çukurlukta Split’in yapıları yükseliyor.

Bu sabah, genellikle savaş fotografçısı olarak anılan, ama bu sıfattan nefret eden Don McCullin hakkında beni derinden etkileyen olağanüstü bir belgesel izledim. Aşağıdaki 95 dakikalık filmi kaçırmamanızı öneririm.

10 Aralık 2015 Perşembe

Misafir Fotografçı - Taylan Bağcı


Copyright Taylan Bağcı 2015

Kısmetliymişim! Evvelki yazımda bahsettiğim Taylan Bağcı'nın bu fotografını sadece yayınlamak değil, kendim için bir baskı yapmak da nasip oldu.

Taylan'a fotografla ilgili bir şeyler yazar mısın dedim. Şunu gönderdi:

"Benden iğne deliği kameram ile çektiğim fotoğraf ile ilgili bir yazı yazmamı istedin. Aslında tam olarak ne yazacağımı bilemiyorum. Sanırım benden o fotoğrafın çekim anı ile ilgili bir şeyler yazmamı istedin. Ne diyeyim? Hissettim ve çektim. Ne öncesi ne de sonrası çok üzerinde durmadım. Aslında ağızlara pelesenk olmuş bir söz vardır: "Fotoğraf göz ile çekilir". Güzel bir tanım ama eksik. Fotoğraf sadece göz ile değil, ona eşlik eden ruh ile çekilir. Kendinizi hayat nehrinde akışa bırakabildiğiniz sürece, hayatı hissedebildiğiniz sürece, hayatın bir parçası olduğunuz sürece "fotoğraf" çekersiniz.Yani sonunda kendi kendimizi kadraja aldığımızda "fotoğraf" çekeriz. O nedenle fotoğraf çekerken hesap yapamazsınız. Sadece kaydedersiniz. İşte ben de usulca gelip omzuma dokunan o anı bu şekilde kaydettim"

Enstantaneyi ve diyaframı yazsan yeterdi be dostum :-P

Geçenlerde bir Pazar öğleden sonra, Taylan, koltuğunun altında bir tomar iğne deliği negatif ile bizdeydi. Geleneksel kahve & kek saatinden sonra karanlıkodaya girdik, CD'çalara Woody Allen film müziklerinden bir seçki koyduk (ah, Caruso şurda beni mest ediyor...şarkının geçtiği "Matchpoint" de ayrıcana süper film), gıcır gıcır 28x36cm Ilford Art300 kutusunu açıp işe koyulduk. Taylan esasen usta bir karanlıkoda zanaatkarı. Tophane'de kendi atölyesi ve karanlıkodası var (hatta daha önce burda ve şurda hakkında yazmıştım). Karanlıkoda düzenimi, çalışma sistemimi falan merak ediyormuş, benim mekanda bu baskıları o vesileyle  yaptık anlayacağınız.

Fotografımız 20 no'lu kare

Negatiften gördüğünüz gibi, kameranın ışık izolasyonu ciddi emek ve dikkat istiyor. Öyle bir kat siyah elektrik bandı yetmez; iyicene sarmak gerek. Taylan'ın acemiliğine gelmiş olmalı, bayağı bir ışık sızmış. Neyse ki bizim kareye majör bir zarar vermemiş. Gerçi bütün bu hatalar da işin parçası diye bakmak, rahat olmak lazım.

Bir iki saatlik keyifli bir uğraştan sonra dört fotografla çıktık karanlıkodadan. Aşağıda 28x36cm'lik Ilford Art300 karta hem köpek fotografının bir baskısını, hem de ardından panoramik iğne deliği kamerası ile çektiği filmden yaptığımız başka bir baskıyı görebilirsiniz. 



Fırından taze çıkmış ıslak baskıyla bir hatıra fotografı olmadan dükkanı kapatamazdık. Bu sefer şartları epey zorlayan inatçı bir yaramaz da kenardan kareye girmeyi başardı!

Moi, Taylan, Yaramaz

Taylan o akşam negatifleri bana bırakarak ayrıldı. Ben de birkaç gün sonra parlak fiber karta bir baskı daha yaptım. Çünkü Art300'ün dokusu tarayıcıda sorun yaratıyordu. Bu son baskıyı yaparken negatifin ışık almış kenarından kırptım. Ana fotografta da bunu kullandım. Siz ne dersiniz bilmem ama ikisi de tatmin edici kadrajlar bence.

Ve son olarak, üstadın artistik panoramik iğne deliği kamerasını göstereyim. İyi, di mi?


Teşekkürler Taylan!