19 Eylül 2012 Çarşamba

Ha Long Körfezi - Viet Nam

Viet Nam’ın kuzeyindeki Ha Long körfezi binlerce karstik adacıkla muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Fotografta yalnız bir balıkçı günlük ekmeğinin - daha doğrusu balığının - peşinde.

Meraklısı için bazı teknik detaylar:
35mm rangefinder tipi makinada 50mm optik. Ilford Delta 100 film. ID-11 film banyosu.

Bir arkadaşım bu fotografta hangi filtreyi kullandığımı sormuştu;  art arda dizilen adacıkların verdiği uzaklık hissini sevmişti.

Siyah beyaz fotografın esrarengiz bazı yönleri var (güzelliğinin bir kısmı da oradan gelmiyor mu? Yarı kimya, yarı simya..). Bunlardan biri de filtreler; özellike sarı, turuncu, kırmızı, mavi gibi, siyah beyazcıların kullandığı ve filmin ışığa tepkisini bir miktar değiştiren filtreler.  Eğer çantanızda her filtreden bulunduruyorsanız, ve hele hele birden farklı film tipi kullanıyorsanız, olası kombinasyonların çokluğu karşısında affalama riski çok yüksek. Nereden biliyorum bunu? E ben de bir zamanlar bu hataya düştüm, yanımda envai çeşit filtre taşıdım, hamala döndüm J

Özellikle sarı filtre uzun bir dönem boyunca olmazsa olmazdı. Çünkü bir zamanların panchromatic filmleri (yani görünür spektrumdaki her dalga boyuna duyarlı filmler. Bir de kırmızıya duyarsız orthochromatic filmler vardı) mavi ışığa karşı çok duyarlıydı ve gökyüzünün mavisi bu yüzden baskıda çok açık çıkıyordu veya gök-bulut ayrışması yeterince güçlü değildi. Sanırım o günlerden kalma ve genellikle kulaktan kulağa aktarılan bu bilgi kimi fotografçıları bugünlerde de her durumda sarı filtre kullanımına itebiliyor. Halbuki günümüzde birçok film maviye karşı daha az duyarlı, dolayısıyla gökyüzünün mavisi düz bir baskıda gayet canlı bir gri. Gök-bulut ayrışması da filtresiz çekimde bile yeterli olabiliyor. Yani her durumda sarı filtre kullanmaktansa önce tercih ettiğimiz filmi filtresiz çekimlerle iyice tanımak bence önemli.

Sarı filtre tabii ki yukarıda bahsettiğim etkileri güçlendiriyor ama bir filtre kullanacaksak onun bütün sonuçlarını bilmekte fayda var. Mesela sarı filtre aynı zamanda ufuktaki pus hissini azaltıyor. Pus ise fotografa derinlik verebilen bir öğe. Uzaklaşan lekeler silikleştikçe uzaklık etkisi güçlenir, derinlik hissi artar. O yüzden bu uzaklık hissi benim için önemliyse bu etkiyi azaltan bir filtre kullanmamaya dikkat ediyorum. Arkadaşımın hangi filtreyi kullandın sorusuna verdiğim cevabı sanırım şimdi tahmin edebiliyorsunuzdur.

Uzun süredir normalde hiçbir filtre kullanmıyorum. Özellikle güçlü bir gök-bulut ayrışması peşindeysem sarı filtre taktığım oluyor. Daha da dramatik bir etki istiyorsam bunu karanlıkodada kontrast filtreleri ile halletmeye çalışıyorum. Sarı dışında başka da filtre taşımıyorum.

Fiber tabanlı 24x30cm Ilford MG Warmtone karta baskı. Kart banyosu Dektol (1+2). 

2 yorum:

  1. Fotografı ilk gördüğümde aklıma "Sevmek Zamanı" filmi geldi.. Bunun yanında, tek başına, durgun sudaki kayığın ve adamın ardında kalan dik tepeler ve çöken bulutlar, bu dingiliğe mükemmel tezat oluşturmuş... eline, emeğine sağlık...

    YanıtlaSil