7 Eylül 2014 Pazar

Mısır Tarlasında Çocuk

Akçakoca, 2010
Salinger'ın "Catcher In The Rye" kitabını* okuduğum dönemlerdi. Sonlara doğru, romanın kahramanı Holden'a hayatta ne yapmak istediği sorulunca hayalini anlatır. Bir çavdar tarlası düşlemektedir ama bir ucu uçurumdur ve tarlanın içinde çocuklar oynamaktadır. Holden, uçuruma çok yaklaşan çocukları tutan kişi olmayı ister.

Akçakoca'da bir mısır tarlasının yanından geçerken aklıma Holden'ın hayali geldi. İşte tarlada bir çocuk koşturmaktaydı. Tarlanın arka ucu Karadeniz'e düşen bir uçurumdu. Çavdar değildi, mısırdı tarlada yetişen gerçi ama olsun; hatta fotograf açısından daha iyi, çünkü uzun mısır sapları sert rüzgarda bir eğilip bir doğruluyordu. Çocuğa dur dedim; durdu. İçinde rüzgar da olsun diye fotografı düşük enstantanede çektim.

*Türkçe'ye "Gönülçelen" ve "Çavdar Tarlasında Çocuklar" olarak iki farklı şekilde çevrildi.

Meraklısı için karanlıkoda muhabbeti:

Epeydir sepia toner kullanmıyordum. Geçenlerde direnci kırıp Tetenal'in yeni sepia toner'ini almaya karar verdim. Eskiden Triponaltoner adında bir ürünleri vardı. Kimya oranlarını ayarlayarak sarımtraktan kahverengiye kadar uzanan bir ton paleti elde edilebiliyordu. Niye bilmiyorum, ama sanırım o ürün kalkmış, sadece "Sepia Toner" adında yeni bir ürün çıkartmışlar. Bunda ise tek bir sepia ton elde edilebiliyor.

Ağartma banyosunu kullanma kılavuzunda yazılandan çok daha seyreltik bir şekilde hazırladım. Siyahların değil de, daha çok açık tonların sepiaya kaydığı baskıları seviyorum. Bu ağartma banyosuyla Ilford Multigrade kartta anca 1.5 dakika sonra beyazlar erimeye başlar iken, buradaki foto için kullandığım Ilford Galerie kartta 30. saniyede epey bir beyaz uçmuştu. Aşağıda ağartmadan çıkmış ve iyice yıkanmış baskıyı görebilirsiniz. Üstüne tıklayarak fotografları daha büyük görebilirsiniz. Bir de bunlar ıslak kartların fotoları olduğu için bir miktar yüzey yansıması var, onları idare edeceksiniz artık.

30 saniye ağartma sonrası - 30 x 40cm Ilford Galerie Grade3
Siz aslında bir de Forte'nin Fortezo kartını görün. Ağartma solüsyonunun buharı bile etki etmeye başlayacak nerdeyse...yani değer değmez beyazdan siyaha bütün her şey erimeye başlıyor! İş karttan karta değişiyor anlayacağınız.

Ağartmadan sonra iyice yıkanan baskının üstüne toneri boca edince bildiğimiz sepia tonu elde ediyoruz.

Tonlama sonrası

Aynı karta ikinci bir baskı daha yapmıştım. Onu da tonlamadan bıraktım.

Tonlanmamış baskı
Şimdi baskılar kurudu ve ikisini yanyana koyduğumda tonlanmışı daha lezzetli duruyor diye düşünüyorum.

Birçok kişinin geriye dönüp daha eski yazıları okumadığını varsaydığım için sepia hakkında yazdığım başka bir yazıya da bir link koyayım. İlgilenirseniz yazının sonlarına doğru inmeniz gerekecek.

O dönemde elimde bir Olympus SLR makina vardı. Çok sevmiştim Olympus'u ve özellikle Zuiko optiklerini. Bu fotografı 28mm/f2.8 ile çekmiştim. Film olaraksa Ilford FP4+ kullandım ve bunu 1'e 1 sulandırılmış XTOL'de yıkadım.


2 yorum:

  1. Empresyonist bir havası olmuş fotoğrafın. Monet'yi çağrıştırdı. Tarlada yürüyen kadınlar...
    Elinize sağlık.
    Haberiniz olmuştur ama yine de paylaşayım. İtalyan Ferrania yeniden üretime başlamış.
    http://www.filmferrania.it

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Epeydir yazışmadık. Haberlerinizi aldım gerçi. Umarım keyifler yerindedir.

      Ferrania'yı biliyorum ve destekledim.

      Selamlar, sevgiler.

      Sil