30 Eylül 2013 Pazartesi

Panayırda Şut

Akçakoca, Ağustos 2013
Ramazan bayramında Akçakoca* limanında kurulan küçük panayırda zamanımın çoğunu bu kale etrafında geçirdim. Ayağı ağrıyana kadar şut çekme meraklısı hiç de az değilmiş. Kaleci ise bayağı çelimsiz bir gençti. Şimdi düşünüyorum da, oyunu organize edenler bilinçli olarak mı böyle birisini kaleye geçirmişlerdi? Kalecinin fiziğine bakınce müşterilere güven mi gelecekti? Kimbilir...?

Bunun gibi tekrar tekrar gelişip bozulan, sürekli kendini yeniden oluşturan konularla karşılaşınca - ve bir kere fotograf çekmeye karar verince - film ve zaman açısından cimri olmamakta fayda var. O kadar çok olasılık ve potansiyel var ki, bunları mümkün olduğunca işlemek gerekir. Mesela top havadayken ve kaleci ona doğru uçarken (1/15 enstantanede o top havada görünmüyor bile!), veya biraz daha geri çekilip ortamı yukarıdan aydınlatan birkaç lambayı dahil ederek, veya kalecinin arkasındaki duvarın üstüne tırmanıp bütün manzaraya tepeden bakarak, ve tabii ki değişik değişik insan dizilişleri ile. Bütün bunları yaptım ve aradan bu kare sıyrıldı. Şutörün ayaklarının (sol ayağın havada oluşu beni çok şaşırttı) ve kollarının duruşu, kalecinin gergin bekleyişi ve geriye uzanan seyirci silsilesi en iyi fotografı verdi.

*Düzce'nin ilçesi

Meraklısı için birkaç teknik not:
Çok sevdiğim ve bende artık standart hale gelmiş  ikiliyle, Leica M6 makina ve 35mm optikle dolaştım bütün gece. Ilford Delta3200 filmi 1600'de pozladım, stok XTOL'de 7.5 dakika yıkadım. Negatif ucu ucuna kurtarıyor.


Nispeten sert ışık veren kondansörlü Focomat 2c agrandizörde 4 numara kontrast filtresi kullandım. Hoşuma giden poz ve kontrastı birkaç test şeridiyle belirledikten sonra hiçbir ek müdahale gerektirmeyen düz bir baskı yaptım.

30x40cm fiber tabanlı Ilford MGIV kart yıkama sırasında:

Büyütmek için tıklayın